Sevgilimi ve Annemi
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Sevgilimi ve Annemiİlk aşk ve ilk aşk acısı unutulmaz derlerdi de inanmazdım.Benim başıma bu aşk; acıdan daha derin dertler ve yaralar açtı. Küçükbir sahil beldesinde tanışmıştık Yaz aşkıydı bizimkisi Ben İstanbul daoturuyordum o da o sahil beldesinin bağlı olduğu ilçede. Küçük birMarmara ilçesinin tatlı sevimli kızıydı. Onu sevdiğimde 15 yaşında birkızdı. 1.68 boylarında buğday tenli kumral. Genç kızlığa yeni adım atıyorvücudu her geçen gün daha da kadınsılaşıyordu. Ve bu gonca açan gülü terkfark eden ben değildim. Ama ilk fark edenlerdendim. Ve bu ilk farketmem sayesinde onunla 1 senedir çıkıyorduk. Aramızdaki ilişki o kadarseviyeliydi ki onun ellerini bile tutarken ikimizin de yüzü kızarırdı zatenbundan bile ileriye gidemedik hiçbir zaman. Onun kendini bana karşıkoruması ona olan sevgimi ve saygımı daha da artırıyordu. Bu devirde böylekız ne kadar şanslıyım diye kendimi kandırıyordum. Kendimikandırıyordum çünkü bu aslında benim beceriksizliğimdi. O çocuksu saf ve masumtavırlarına kanıyordum. Onu görmek istediğim bu haliyle kabulleniyordum.Çıkmaya başlamamızın birinci yılını doldurmuştuk. Bu bir sene boyuncabana karşı olan soğuk hareketlerini kendisini bana karşı koruması olarakalgılamaya hala devam ediyordum. Ta ki aramıza giren o 3. Kişiye kadar.Yazın sonlarıydı. Bulunduğumuz yazlık sitenin serseri abilerindenbirinin arkadaşı askere gitmeden 1 ay evvel ona ziyarete gelmişti. Askeregitmeden önce tatil yapmak için. Adı recep di uzun boylu esmer iri yapılıoldukça yakışıklı biriydi. Daha o bizim siteye gelmeden evvel namıgelmişti. Onu evinde ağırlayacak olan arkadaşı, recep in mevzularını vemaceralarını ballandırarak anlatıyordu. Biz de sitenin gençleri olarakdinliyorduk. Bu hikayelerden ilk etkilenecek olanın kız arkadaşım deryaolacağını tahmin edemiyordum. Çünkü onların arkadaş grubu ile bizimarkadaş grubumuz birbirinden farklıydı. Recep siteye geldiği ilk günden berihareketleri cazibesi yakışıklılığı ve maço tavırları ile herkesietkilemeyi başarmıştı. İlginçtir yanında kaldığı arkadaşının grubu ile değilde yaşça ondan küçük olmamıza rağmen bizim grubumuzla takılmayıseçmişti. Akşamları bizimle sahilde oturuyor bizimle eğleniyor bizimletakılıyordu. Grubumuzdaki kızların ondan etkilenmeye başladıklarınıhissediyordum. Ama derya gibi aklı başında kendini erkeklere karşı korumasınıbilen bir kızın ondan etkileneceğini değil tahmin etmek aklıma bilegetirmiyordum. Aramıza katılması daha bir hafta olmasına rağmen atletik veiri yarı vücuduyla maço tavırları ile bir anda sitenin en popüler genciolmuştu. Peşinden bir çok kız koşuyordu, hatta duyduğuma göre evli veçocuklu kadınlar bile. Benim salak aklım hala derya ya güveniyordu. Omasum ve çocuksu kız böyle bir serseriye tutulmazdı. Akşamları sahildekioturmalarımızda ya da grup olarak bir pastaneye gitmelerimizde deryaher zamanki gibi benim yanımda oturuyordu. Ama sohbet içersinde hep receple konuşuyor onunla bakışıyordu. Recep de ona belden aşağı esprileryapıyordu. Şakalaşma bahanesi ile onun bedenine dokunuyordu. Deryanın buşakalara ve esprilere tepki vermesini beklerken o sadece recep etebessüm ediyordu. Belli ki hoşuna gidiyordu. Ben bir senedir sadece onunellerini tutmuşken recep 2 haftada onu etkilemeyi başarmıştı Bütün kızlaronun sadece tek bir parmak hareketine bakarken o sadece derya ileilgileniyordu. Onun altına yatmaya hazır diğer kızlar umurunda değildi çünküo derya yı altına almak istiyordu. Ama ben hala ona inanıyor vegüveniyordum. Ne kadar aptaldım ki bir çok şeyi göremiyordum bile. Akşamlarısahilde oturduğumuz zamanlar recep ile derya uzun bakışmalarının vetebessümlerinin ardından bir anda recep aramızdan ayrılıyor o gittikten 5dakika sonra da derya ”geç oldu arkadaşlar babam bu gece bana fazla izinvermedi” diyerek kalkıyordu. Halbuki her gece 12 ye kadar yanımızdakalırdı. Ama daha saat 10.30 iken yanımızdan kalkmıştı. Ben de salak gibiona istiyorsan evine bırakayım diye teklif ediyor o ise yok zahmet etmezaten hemen şurası ben giderim diyerek beni ret ediyordu. Neredenbilecektim ki evime gidiyorum dediğinde recep in kollarına gittiğini. O gecekalan 1.30 saatini onun kollarında geçiriyordu. Ama etrafımdakiarkadaşlarım benim gibi salak değildi onlar olup biteni anlıyordu. Ve beni“oğlum bu recep deryayı her gece götürüyor uyan artık “diye ikaz ediyordu.Ben ise her zamanki saflığımla olmaz öyle şey diyerek deryaya olaninancımı sürdürüyordum. Kaldığımız sitenin yanında küçük bir koruluk vardı.Terk edilmiş bir dinlenme tesisiydi. Genç aşıklar orayı yiyişme mekanıolarak kullanırdı. Ben çok istememe rağmen bir kez olsun deryayı orayagötürmeye ikna edememiştim. O gün deryayı o koruluktan çıkarken gördümbütün öğleden sonra onu aramama rağmen bulamamıştım. Hızlı adımlar ileoradan uzaklaşırken body sinin askısını omzuna takmaya çalışıyoraltındaki mini pileli kot eteğini eliyle düzeltiyordu. Hızlı adımlar ilekoşarak koruluğa girdim. Derya çoktan uzaklaşmıştı. Koruluğun içinde recepbir bankın üzerinde oturuyordu elindeki keyif sigarasını tüttürüyordu.Şortunun iplerini bağlıyordu. Ona burada ne olduğunu deryanın deminburada ne aradığını sordum. Bana “ulan sen bana hesap mı soruyorsun“diyerek girişmeye başladı. o gün hayatımın dayağını yedim. Her yerimi dövüpmorarttı. En sonunda özür dileyerek “hayır abi yanlış anladın” diyerekcanımı zor kurtardım. O gün den sonra yüzümdeki yara bereleri soranlaradüştüğümü söyledim. Recebin askere gitmesine ve siteden ayrılmasına 10gün kalmıştı. O 10 gün boyunca derya ile recebi kimse görmedi bendahil. Sonunda çekip gittiğinde “oh be kurtuldum” diye seviniyordum. Zaten 5gün sonrada okullar açıldığı için biz de İstanbul’a döndük. Benİstanbul a döndüğüm zamanlar hafta sonları onun yanına giderdim. Geçen senehep öyle yapmıştık. Bu sene de birkaç hafta sonu öyle geçti. Benferibotla onun yanına gidiyor bir kafe de buluşuyorduk. Derya benim yanımdaykengene saf masum iyi aile kızı gibiydi. Ona dokunmaya çalıştığımda benihep ret ediyor kendini erkeklere karşı koruduğunu söylüyordu. Onakasıtlı olarak recebi soruyordum bana onun komando olarak güneydoğuyagittiğini başka da bir bilgisinin ve ilgisinin olmadığını söylüyordu. Ama onunadı geçtiği zaman gözlerinin içinin güldüğünü fark ediyordum. İlişkimiztekrar eski rayına girmişti mutluydum. Ta ki recep in acemiliğinibitirip de izin almaya başladığı günlere kadar. Derya da bu sene keşfettiğimen büyük özellik artık buluşmak için dışarı çıktığımız zamanlar minietekler topuklu ayakkabılar ve ten rengi külotlu çoraplar giymesiydi. Nede olsa artık 17 yaşına geliyor genç bir kadın olmaya başlıyorkıyafetlerinin değişmesi normaldir diyordum. Zaten böyle göz alıcı giyinmesi debenim hoşuma gidiyordu. Tabi bu kıyafetleri bana güzel görünmek içindeğil de recep için giydiğini anlayamıyordum. Recep in bu yaz yanındakaldığı arkadaşı Kaan ın bize anlatmış olduğu recebin düzdüğü kadınlaraten rengi külotlu çorap giydirme alışkanlığını ve kendisinin lakabınınkülotlu çorap delen olduğunu hatırlayınca jeton düşmeye başladı. Haftasonları gündüz derya benimle buluştuktan sonra akşamları izine gelenrecebin yanına gidiyor ve külotlu çoraplı, mini etekli, topuklu ayakkabılıhaliyle onun altına yatıyordu. Gene bir buluşmamızda onu 1.30 saatkadar kafede bekledim gelmedi. Kafedeki kız arkadaşlarından birine onusorduğumda bana “ Ya hala anlamadın mı derya recep ile birlikte anla artıkbunu. Bırak kızın peşini zaten bırakmazsan başına işler gelir sen iyibirisin derya seni kırmamak için bir şey söylemiyor” dediğinde ilk aşkacısını yaşamıştım. Yüreğim kanıyordu İstanbul a döndüğüm de uzunca birsüre depresyonda kaldım. Ondan bir haber alabilmek için bazenarkadaşlarına soruyordum. Duyduklarım ise hep deryanın recep ile birlikteolduğuydu. Artık biliyordum ki yazın ortasından beri recep deryayı düzüyorduve halada düzmeye devam ediyordu. Ben bir sene boyunca sadece deryanınelini tutabilmişken. Recep külotlu çorap fantezilerini deryanınüzerinde gerçekleştiriyordu. O seneden sonra bir daha asla yazları tatileoraya gitmedik. Bir daha deryadan ve recepten haber almadım. Bu olay bende çok derin aralar açtı artık kendine güvensiz biriydim. Kimseyeinanmıyor herkesten çekiniyor içime kapanıyordum. Dışarıdaki insanların hepbana zarar vereceklerini düşünüyordum. Bir daha hiç kız arkadaşım olmadıaynı acıyı gene yaşamak istemedim. Ne de olsa onu da biri bendenmutlaka alacaktı. Tüm lise hayatım böyle geçti. Hayattaki tek arkadaşım vesırdaşım annem olmuştu. Her şeyimi onunla paylaşıyor ve dertleşiyordum.Artık üniversiteye başlamıştım. Hayatımdaki sevgi boşluğunu gidermekiçin part-time çalışıyordum. Maddi olarak ihtiyacım yoktu ama maneviolarak ihtiyacım vardı. Annemin halkla ilişkiler müdüresi olduğu birmüzayede salonunda çalışıyordum görevim personel alımlarıydı. Annem müzayedesalonunun olduğu cihangirdeki sergi salonunda görevli iken ben deşirketin merkezinin olduğu akmerkezdeki ofisteydim. Birbirimizin mesaileriile alakamız yoktu. Personeli ve sergi yerleri çok olan bir şirketti.Babam işi nedeniyle Rusyaya çok sık gidiyordu sene de neredeyse birkaçgün yanımıza gelebiliyordu. Bu annem için oldukça zordu. Annem de fizikolarak derya ya çok benziyordu 1.68 boyunda buğday tenli ve kumraldı.Vücudu oldukça düzgündü bacakları ince bileğinden başlayıp genişkalçalarına kadar uzanırken sütün gibi ve dolgundu. kalçaları geniş göğüsleribüyüktü. Kumral uzun saçları omuzlarına dökülürdü. Bu yaştaki genç vegüzel bir kadının hayatında oğlundan başka hiç kimse yoktu. Sadece bazıgeceler şirketteki bayan arkadaşları ile dışarı çıkar ya da sergilerinresepsiyonlarına katılırdı onun dışında sosyal hayatı da yoktu.Hayatında aşk tutku ve şehvet olmayan iki insan, ana-oğul birbirimize destekoluyorduk. Çok önemli bir serginin arifesindeydik. Sergilenecek tablolarçok değerliydi. Güvenliğin üst düzeyde olması gerekiyordu. Elimizdekipersonel bu ihtiyacı karşılayamayacağı için personel alımı yapmakzorundaydık. Bu da benim görevimdi. İşe başvuranların dosyalarınıinceliyordum. Bu uzun bir işti. Akşam evde annem ile bakıyorduk işe başvuranlarındosyalarına. Dosyalardan birine baktığımda aklımda şimşekler çakmaya başladı dosya recebe aitti aradan 5 sene geçmişti ve gene karşımdaydı.Dosyadaki resminde yüzündeki o hınzır gülümseme ve sert ifade vardı.Resim hemen annemin ilgisini çekti. Cv sini okumaya başladık. Güneydoğudakomando olarak askerliğini yaptığı yazıyordu. Serginin halka ilişkilermüdireliğini annem yapacağı için onunda görüşlerine ihtiyacım vardı.Annem geçmişinin bu iş için yeterli olacağını düşündü. Geçmişinin miyoksa resminin mi annemi etkilediği konusunda kuşkularım vardı. Bir şeysöylemedim. Ertesi gün recebi ofise çağırdım. Acaba beni hatırlayacak mıdiye düşünüyordum. İçeri girdi Kızılay travesti her zamanki kural tanımaz ve saygısızhareketler ile beni tanımamıştı. Zaten neden tanısın ki derya bana aşkacısı ona ise zevk vermişti. Belki çoktan deryayı bile unutmuştu.Kimbilir onun gibi kaç kadın kız geçmişti altından. Şartlarda anlaştık. Onuişe aldım. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Bana çektirdiği onca acıdansonra. Belki başıma geleceklerden zevk alacağımı o zaman tahminetmiştim. Annemin müdiresi olduğu sergi salonunda göreve başladı. Sergiaçılmış her şey ve özellikle de güvenlik eksiksiz bir şekilde devam ediyordu.Mutlu ve gururluydum. Bu sergi annemim hayatını değiştirmeyebaşlamıştı. Annem işe giderken her zamanki gibi döpiyes giyerdi. Diz boyundaetek, büstiyer ya da gömlek ve üstüne ceket, topuklu ayakkabı ve külotluçorap. Giydiği külotlu çorapların rengi genelde vizon, siyah, füme vekahve rengi olurdu. Pek fazla ten rengi giymezdi. Ama son birkaç gündürgiydiği eteklerin boyu kısalmaya giydiği külotlu çoraplarının rengi deten rengi olmaya başlamıştı. Oldukçada neşeliydi. Şarkılar mırıldanıyorespriler yapıyordu. Sanki hayatındaki bir boşluk dolmuştu. Hem de önemlibir boşluk. Nedenini tahmin edemiyordum. Zaten onun mutlu olması dabeni mutlu ettiğinden sormuyordum da. O akşam saat 8 i geçmesine rağmenhala eve gelmemişti. Merak ediyordum ki telefon çaldı. Annem ceptenarıyordu arkadan müzik sesi ve kahkahalar geliyordu. Şirketteki bayanarkadaşları ile dışarı çıktığını ve bu gece geç geleceğini söylüyordu. onunadına sevinmiştim. Gezmesi eğlenmesi mutlu olması beni de mutluediyordu. Ama aklıma soru işaretleri takıldı. Her zaman gittiği yerlerde böyleyüksek sesli müzikler olmazdı. Annemin her zaman dışarı birlikteçıktığı arkadaşlarını aradım. Hepside evindeydi. Annem kimle dışarı çıkmıştıve bana neden yalan söylemişti. Aklıma gelen isim belliydi recep. Onubeklerken kanepe de uyuyakalmışım. Saat 3.30 gibi bir arabanın sert frensesi ile uyandım. Annemin topuklu ayakkabısının topuğunun merdivenlerevururken çıkardığı sesleri duyunca onun geldiğini anladım. Kapıyı açıpda beni karşısında görünce şaşırdı “sen daha uyumadın mı canım” diyesordu “yo hayır şimdi yatmaya gidiyorum” dedim. Annemin yüzünde birmutluluk ifadesi vardı. Külotlu çorabı baldırlarından başlayarak kaçmıştı.Eteğinin başladığı yere kadar devam ediyordu. Büyük bir ihtimallekaçık, eteğinin içinden de devam ediyordu. Şarkılar mırıldanarak odasınagitti. Ertesi sabah içimdeki kuşkular ile uyandım. Bu öğleden sonra sergisalonuna gitmeye karar verdim. Sadece müdürlerin girebildiği odadansergi salonuna bakınıyordum. Sergi tüm muhteşemliği ile devam ediyordubugün önemli konuklarda vardı salonda. Halkla ilişkiler müdiresi olarakannem sergideki misafirler ile ilgileniyor. Recep ise security olarakgüvenliği sağlıyordu. Akşam üstüne doğru serginin kapanma saatiyaklaştıkça konuklar azalmaya başladı. Annem ile recep arasındaki bakışmaların vekarşılıklı tebessümlerin arttığını fark ettim. Recep anneme doğruyürüdü onun iri cüssesinin dev gölgesi annemin üzerine düştüğünde konuşmayabaşladılar. Recep ona bir şeyler anlatıyor annemde gülümsüyordu. İkisiayakta konuşurken recebin iri elinin annemin ince belini sardığınıgördüm. Eli annemin belindeydi. Elini daha da aşağıya kaydırdı. Ve annemineteğinin üzerinden onun yuvarlak ve geniş kalçalarını iki kereparmaklarını sıkıp açarak avuçladı. Annem ise ona sadece gülümsedi. Recepanneme doğru eğilerek kulağına bir şey fısıldadı. Annem de olur anlamındabaşını salladı. Recep depoya doğru yürüdü 5 dakika sonrada onunarkasından annem depoya indi. Artık aklımda kuşku kalmamıştı emindim. Hızla veiçimdeki garip duygular ile eve döndüm saat 9 gibi annem de eve geldiodasına geçip soyundu ve banyoya girdi. Çamaşır sepetindeki kıyafetlerinikarıştırdım. Bugün giydiği ten rengi külotlu çorabı gördüm. Külotluçorabın arkası parçalanmıştı. Sanki bir ayı pençesi orayı parçalamış gibi.Demek ki recep annemi depoda arkadan pompalamıştı. Bütün bu yaşananlarıanneme soramazdım ama recebe sorabilirdim. Ertesi gün onu ofiseçağırdım mesai saatinden sonra. Bütün gün ona kafamda soracağım sorularıplanlamıştım.-nasıl yeni işinden memnun musun-evet memnunum-mesai arkadaşların ile aran nasıl-(Pis pis gülerek) oldukça iyi-sana bir şey söyleyeceğim bizim şirkette çalışanların birbiriyleduygusal ilişkiye girmesi yasaktır-Ben de duygusal ilişki filan olmaz sadece pompalarım-nasıl yani yoksa birimi var-evet var bundan sana ne-ben personel sorumlusuyum bilmem lazım çok önemli bir sergi devamediyor şu an-o zaman öğren sergi salonunun halkla ilişkiler müdiresine basıyorumbirkaç haftadıronun annem olduğunu bilmiyordu demek. Zaten annemde bunu söyleyerekkariyerini riske etmezdi.-ama nasıl olur o evli ve çocuklu bir kadın-Bak koç erkek erkeğe muhabbet edelim. Vermeyen kadın yoktur düzemeyenerkek vardır. Benim altımdan çok geçti öyle elletmem filan diyen en çok2 hafta naz yaparlar 3 hafta koynuma girerler-bunu kimsenin bilmemesi lazım serginin devamlılığı açısından-benim için hava hoş zaten doyduktan sonra bırakırım o hatunu-madem erkek erkeğe konuşuyoruz anlatsana biraz şu kadını-Vayyy ne oldu müdür ayakları, bakıyorum hoşuna gidiyor böyle şeyleridinlemek-Şeyyy evet-valla koç ben daha ilk günden o karıyı kestim gözüme. Hasta olurum benöyle olgun kadınlara. Zaten karılarda bana hasta olur. Eee şeytan tüyüvar ben de tabi. Önce birkaç kez yokladım hatunu baktım onunda niyetivar bir gece dışarı çıkardım. Benim askerde bir arkadaşım vardı şimdibir barda güvenlik şefi. Onun oraya götürdüm hatunu bir güzel elledimyaladım hatunu ama basmadım o gece. Önce bir ön keşif yaptık anlayacağın.Biraz ortama girince hemen çözüldü zaten. Sote bir mekanda yumuldumkaşara öyle ağır başlı hanımefendi ayaklarında ama az numarada yokzillide. Baktım o gece her yola geliyor bu ertesi gün serginin deposuna attımhatuna götten vurdum orada.O anlattıkça içimde garip bir zevk uyanıyordu. Annemden basit birkadınmış gibi bahis etmesi hoşuma gidiyordu. Devam etti anlatmaya-şimdiye kadar da hiç götten yememiş kaltak ilk ben kırdım yanimührünü.-Eeee nasıldı peki sadece bir kere mi yaptın-bir o gün düzdüm depo da 1 saat o kadar sizin bu gerzek şirketpolitikaları yüzünden karı işgilleniyor. İstanbul a da yeni geldim hatunuatacak şöyle kaliteli bir ev de yok anlayacağın-eğer istiyorsan sana ev bulurum-Valla iyi olur koç yaparsan bir kıyak-Bir arkadaşımın evi var şile de küçük ama güzel bir dairegarsoniyerlik yani-İyi olur valla şöyle doya, doya tadına bakamadım karının daha ya bendeunutmam bu kıyağınıNe yapıyorum ben kendi ellerimle adama ev ayarlıyorum annemi becersindiye. Kelimeler sanki iç güdüsel olarak dökülüyordu ağzımdan. O akşammuhabbetimiz uzun sürdü bir meyhaneye gittik. Derdim onun ağzından lafalmaktı. Ben çaktırmadan lafı esk**en tatil yaptığımız o yere oradakiinsanlara getirdim. Sadece 1 kereliğine oraları gidip görmüşüm gibianlatarak. Derdim onun ağzından derya ile ilgili laf almaktı. Sonunda lafıoraya getirdim. Recepte skorlarını ballandırarak anlatmaya başladı. ilkkez deryanın bekaretini korulukta nasıl aldığını. Askerden izine geldiğizamanlar onu nasıl becerdiğini, derya ya ten rengi külotlu çorapgiydirmeye nasıl alıştırdığını, el değmemiş bir kızken onu nasıl her yolagelen bir kaşar haline getirdiğini ayrıntıları ile anlattı. Bu sefer onudinlerken acı çekmiyor zevk alıyordum ve bu yaptıklarını anneme deyapacağını düşününce hissettiğim zevk bir kez daha artıyordu.Recep e şile deki evi ayarladım. Ama bir süprizim vardı. Evin içinekimsenin göremeyeceği güvenlik kameraları yerleştirdim. Oradayaşanacakları bende kendi evimden internet vasıtası ile seyredecektim. Cumartesiöğleden sonra annem beni cepten aradı bu gece eve gelemeyeceğini sergideişlerin yoğun olduğunu söyledi. Ben de “tamam anneciğim kolay gelsin”diyerek telefonu kapadım. 1 saat sonra bilgisayarı açıp şiledeki evinkameralarının kayıt ettiği görüntüleri seyretmeye başladım. Önce kapıaçıldı annem ile recep kol kola salona girdiler annemin üzerinde gri birdöpiyes vardı. Eteği oldukça miniydi pileliydi. Üzerinde beyaz birbüstiyer vardı omuzdan askılı göğüsleri büstiyerden taşacak gibiydi.Büstiyerin üzerinde gri bir ceket vardı. Ceket de dardı göğüs hatlarınıtamamen belli ediyordu. Parlak ten rengi külotlu çorabını giymişti. Uzuntopuklu sivri burunlu bilekten bağlı ayakkabılarını da. Yıllar önce deryayı da buna benzer kıyafetler ile gördüğümde recep onu tokmaklıyorduşimdi de annemi. Kol kola salona girdiler. Salonun ortasına geldiklerinderecep annemi kollarına alıp yumulmaya başladı. Dudaklarına asılıyordu.Ellerini ahtapot gibi onun bedenine doluyordu. Anneme olan açlığıbelliydi annemin de recep e olan açlığı. Uzunca bir süre ayakta öpüştülerdudaklarının birbirlerine değerken çıkardığı sesler annemin inlemesesleri ve recep in “ohhh yavrum harikasın” “taş gibisin bebeğim” demeleribilgisayarın hopörlerinden kulağıma geliyordu. Ayakta öpüşürkenbirbirlerini soyuyorlardı. Recep hemen çırılçıplak kalmıştı kaslı gövdesi veşaha kalkmış dev yılanı ile, annemin ise sadece ceketini çıkarmıştı. Onuelbiseleri üzerinde becermek istiyordu tıpkı yıllar önce derya yayaptığı gibi. Recep in yılanı gerçekten çok büyüktü. Neredeyse anneminkarnına kadar geliyordu. Derya ile annemin boyları aynı oldukları için bunuiçlerine nasıl aldıklarını gerçekten çok merak ediyordum. Zaten merakımçok uzun sürmeyecekti. Recep iri ellerine aldığı yılanını annemineteğinin içine soktu ve annemin külotlu çorabı ile kaplanmış naylonsuyumuşak kasıklarının ve baldırlarının arasına sıkıştırıp kasıklarını ilerigeri hareket ettirerek sürtünmeye başladı. Ellerini annemin arkasınasarıp eteğini avuçlayarak beline kadar topladı. Annemin geniş kalçaları,külotlu çorabının ve tangasının içinden görünüyordu. Tangasının ipi ikiztepelerin arasındaki mutluluk vadisini kapatıyordu. Recebin dudaklarıannemin dudaklarından ayrılıp daha aşağıya doğru kaymaya başladı.Yalayarak. Annemin boynunu emiyordu. İki dudağının arasına alarak. Dudaklarıboşta kalan annemin ağzından mutluluk iniltileri duyuluyordu. Pembeojeli ellerinden birini recebin saçlarının üzerine koymuş onun saçlarınıkarıştırarak başını boynuna bastırıyordu. Öbür eli ile de recebin kaslıgövdesini okşuyordu. Recebin elleri de boş durmuyordu annemin külotluçoraplı arkasının yanaklarını ve baldırlarını avuçluyor öbür elidebüstiyerinin üzerinden annemin iri göğüslerini yoğuruyordu. Dudaklarıannemin boynundan aşağıya inerek çıplak omuzlarına gelmişti. Büstiyerinin vesutyenin askılarını dişliyordu. Dişleyerek önce büstiyerinin askılarınıkopardı iki askısı da kopan büstiyer annemin bedeninden süzülerekayaklarının dibine düşüverdi. Annemin üst tarafında Kızılay travestileri sadece krem rengidantelli desenleri olan şeffaf sutyeni kalmıştı. Sutyeni o kadar şeffaf dı kigöğüsleri dantel desenlerinin altından belli belirsiz görünüyordu.Recep annemin bu iç çıldırtıcı sutyenini görünce iyice aşka gelip” bebeğimmuhteşemsin” diyerek iki eliyle annemin sutyeninin üzerindengöğüslerini yoğurmaya başladı o kadar sert yoğuruyordu ki annemin bir göğsüsutyeninden dışarı çıktı. Annemin çıplak göğsünü recep hemen dudaklarınınarasına alıp yalamaya başladı sanki yiyordu. Annem recebin başını minikelleri ile göğsüne bastırırken öbür eliyle de kaslı kollarını okşuyordu.Annem receb in kollarında inliyordu. Receb annemin bir göğsünü ağzınaalıp emmeye devam ederken elleri ile annemin belinden başlayarak,kalçalarını okşayarak, külotlu çorabını baldırlarına kadar sıyırdı. Annemintangasını sert bir şekilde parçalayarak mabedinden söküp aldı. Busertlik annemi ayyy diye inletti. Sonra tekrar kalçalarını okşayarak çorabıanneme geri giydirdi. Recep iri ellerinin arasındaki annemin miniciktangasını yüzüne götürdü ve koklamaya başladı kaslı gövdesine sürterekyılanına taktı annemin tangasını. Recep annemi omuzlarından bastırarakönünde diz çöktürdü. Annemin yüzünün önünde recebin dev yılanı, yılana daasılı duran minik tangası vardı. Recep anneme “hadi bebeğim gösterkocana marifetlerini” diyerek ondan yılanını ağzına almasını emretti. Annemyılanın başına önce küçük bir öpücük kondurdu. Annemin pembe rujununizi yılanın başına çıktığında recep derin bir “ohhhh” çekti. Annem dahasonra yılanın gövdesinde minik dilini gezdirmeye başladı. Yukarıdanaşağıya doğru minik elleri ile yılanın gövdesini okşuyordu. Recep hayvanisesler çıkarmaya başladı. Önünde diz çöküp ona sakso çeken anneminbaşını iki elinin arasına aldı. Annemin çıplak omuzlarına dökülen saçlarınıbir eli ile toplayarak topuz yaptı. Ve yılanını yavaşça anneminağzından içeri sokmaya başladı. Yılanın başını annemin pembe rujlu dudaklarıkavrıyordu. Yılanın başı ve gövdesinin bir kısmı annemin ağzının içindekayboldu. Recep azgın bir boğa gibi hırıltılar çıkartarak “ohhh yavrumdevam et daha önce hiç kimse böyle sakso çekmedi” diyerek kasıklarınıileri geri hareket ettirerek annemin ağzına vermeye devam etti. Anneminbüzüşen pembe rujlu dudaklarının arasından yılan girip çıkmaya devamederken. Annemin yanakları çukurlaştı. Onu vakumluyordu. Gözlerini yukarıdoğru dikip önünde diz çöküp yılanını ağzına aldığı recebe bakıyordu.Recepde başını aşağıya eğip önündeki anneme “ devam et bebeğim ohhh”diye inliyordu. Recep annemin omuzlarına doğru eğilerek sutyeninaskılarını omzundan indirdi. ve sırtından kopçasını çözdü. Annemin sutyenigöğüslerinden aşağıya süzülerek yere düştü artık annemin göğüsleriçıplaktı. Recep ellerinin arasında topuz yaptığı annemin saçlarını çekerek onuayağa kaldırdı. Recep önünde yarı çıplak bir halde duran anneme sarılıp“yavrum harikasın böyle sakso çekmeyi nereden öğrendin uçurdun benikocan seni yalnız bırakmakla büyük salaklık etmiş” diyerek dudaklarınaöpücük kondurdu. Annem onu dinlerken eline aldığı recep in dev yılanınısıvazlıyordu. “daha önce hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim” recep de“daha sana neler yapacağım göreceksin bebek” diyerek annemin gucci markael çantasını eline aldı. Çantanın içinden paketi açılmamış ten rengi birkülotlu çorap çıktı. Recep peketi hemen parçalayarak açtı. “senin gibiyavruların en çok bu özelliğini severim o minik çantalarınızda herzaman çok şey saklarsınız” “ o çorab paketinin orada olacağını neredenbiliyordun” “seni külotlu çorabını parçalayarak düzeceğimi biliyordunyavrum yanında getireceğinden emindim” “hayatımda hiç senin kadar delihınzır bir çocuk görmedim kadınların isteklerini nasılda biliyorsun” “gelyavrum yılanımla sana daha neler öğreteceğim” diyerek annemin minik eliniiri elinin arasına alıp annemi kanepeye oturttu. Kendi de yanına. Deminpaketini açtığı külotlu çorabı annemin eline verdi. Annem recep inisteklerini çok iyi biliyordu ve bu isteklerini yerine getirmeyi de. Eliniçorabın içine sokarak çorabı genişletti. ve genişleyen çorabın ayakkısmını recebin yılanına giydirdi külotlu çorabın bir bacağı receb inhaşmetli yılanında bir prezarvatif gibi duruyordu. Annem minik manikürlü veojeli elleriyle külotlu çorap giydirdiği recep in yılanını okşuyordu.Recep de yanına oturttuğu annemin omuzlarına kollarını atarak onukendine doğru çekmiş annemin dudaklarına yumulup öpüyordu. Bir eli ileannemin külotlu çoraplı bacaklarını baldırlarını ve kalçalarını okşuyor öbüreliylede çırılçıplak kalmış göğüslerini yoğuruyordu. Recep in annemidüzmek için acelesi yoktu. Ne de olsa annem artık onun oyuncağıydı.Kanepede yiyişirlerken sohbet te ediyorlardı öpüşmelerinden veinlemelerinden fırsat kalınca.-ımhhh recep yavaş ol morartıcaksın her yerimi. Senin gibi deli birçocuk hiç görmedim daha önce neler yaptırıyorsun bana böyle-ohhhhhhh yavrum taş gibisin yaaaa bundan sonra aboneyim sana kocanartık benim. Geçen gün depoda hoşuna gitti değilmi arkanın kocası olmam-ayyyyyyy terbiyesiz şey ya ımmhhh sende şeytan tüyü var biliyormusunkadınlara istediği yaptırıyorsun.-offfffffff bebek muckkkkkk bende şeytan tüyü olmasa şimdi kollarımdaolmazdın. Uyuz kocanın yaşatamayacaklarını yaşatacağım sana-ımmhhhhhh deli çocuk kimbilir altından kaç kadın geçti şimdiye kadar-ohhhhhhhhhh yavrum senin gibisi geçmedi harika muamele çekiyorsun okşayılanımı sev onu artık senin kocan o.Recep iltifatlar yağdırarak annemin dudaklarına yumuldu ve onu öperekkanepeye sırt üstü yatırdı. Bacaklarını dizlerinden kırarak annemin ikiyanına koydu.Belini altında yatan anneme doğru eğdi. Annemin külotluçorabının sarılı olduğu yılanını annemin iki göğüsünün arasınayerleştirdi. “ hadi bebeğim o güzel göğüslerinin arasına sıkıştır yılanımı” annemonun emrini yerine getirerek göğüslerini elleri ile yandan bastırarakrecep in yılanını göğüslerinin arasında sıkıştırdı. Recep de kasıklarınıileri geri hareket ettirerek yılanını annemin dolgun ve yumuşakgöğüslerinin arasında gezdiriyor ve inliyordu. O kasıklarını ileri doğruhareket ettirdikçe uzun yılanın başı annemin göğüslerinden çıkıp çenesinedeğiyordu. Her seferinde çenesine vuruyordu. Recep bir eli ile anneminyanaklarını sıkarak ağzını açtı ve annemin dudaklarının arasındangöğüslerinden çıkan yılanın başını ağzına verdi. Hem annemin göğüslerinibeceriyor hem de ağzına veriyordu. Bir elini tekrar annemin saçlarınıtoplayarak topuz yapmak için kullanırken öbür elini de altında yatan annemineteğinin içine sokarak külotlu çoraplı kalçalarını okşuyordu. hayvangibi inliyordu daha da sertleşip zorbalaşıyor anneme fahişe muamelesiyapıyordu yıllar önce derya ya yaptığı gibi. Yüzündeki ifadesertleşiyordu. “ahhhhhhh harikasın ohhhhh kocan sana bunları yapmadı mı daha önce heohhhhhh” kasıklarının hareketi hızlanmıştı. Ve son bir kaç serthareketin ardından durdu. Yılanının başını annemin ağzından, gövdesini degöğüslerinin arasından çekti. Yılana sarılı olan külotlu çorabın ucundaannemin pembe rujunun izi çıkmıştı. Ve recep in durmadan akan tohumlarıile külotlu çorap ıslanıyordu. Külotlu çorabın naylonsu ve ipeksi dokusuçağlayan gibi akan tohumları artık ememiyordu. Çoraptan süzülen bir kaçdamla annemin eteğine düştü. Annem ise üzerindeki hoyrat erkeğinboşalmasını seyrediyordu hızlı hızlı nefes alarak. Neredeyse 1 saattirağzında olan yılan onu epeyce yormuştu. Ama recep in yorulmaya niyeti yoktu.Yılanına sarılı olan ve tohumları ile ıslanmış olan külotlu çorabıyılanından çıkardı avuçlarının arasına aldı anneme “ağzını aç bebekçocuklarımın tadına bak” diyerek emretti. Annem ağzını açtığında avcununiçindeki külotlu çorabı onun ağzına dayadı. Ve sıkmaya başladı. Naylonsu veipeksi dokunun emdiği, recep in tohumları annemin ağzına doğru akmayabaşladı. Annem recep in çocuklarını içiyordu. Recep avucundaki külotluçorabı öyle sert sıkıyorduki hemen hemen tüm kutsal tohumlarını annemeiçirdi. Boşalan recep annemin yanına uzandı. annem de başını onun genişomuzlarına dayadı. Recep kollarını anneme dolayarak onu iyice koynunasoktu. Azgın boğanın biraz dinlenmesi gerekiyordu. Dev yılanı sönmüştüama ölü hali bile devasaydı. Annem ölü yılanı minik elleri ileseviyordu bu haliyle daha zararsızdı. 1.90 lık recep in dev cüssesine uzananannemin narin bedeni ufak kalıyordu. Ve bu narin bedende hiç durmayanrecep in elleri gene dolanıyordu. Külotlu çoraplı bacaklarında vegöğüslerinde. Annemin bedeninde okşanmadık yer bırakmıyordu annemin dağılankumral saçları recep in kaslı gövdesini kaplamıştı. Annem onun kaslıgövdelerini okşarken uzun ve büyük yara üzerinde gezinmeye başladı manükürlüve ojeli parmakları.-bu ne izi (parmağı ile gösterek)-askerdeyken oldu-vuruldun mu-evet-senin için zor olmalı-öyleydi ama hepsi vatan için o iz benim madalyam-ımhhh kahraman ve maço erkek (recep e doğru bakarken gözlerindehayranlık tutku ve şehvet dolu bir ışıltı vardı)-sünepe kocan tv başında uyuklarken senin gibi güzel kadınlar gecelerirahat uyusun diye savaştım-bunu biliyorum ve sana olan minnettarlığı ödemek istiyorum sert çocuk-ödüyorsun yavrum zaten şimdi zevk vererek-çok zor bir hayatın geçmiş olmalı hiç sığınacak sakin bir limanaramadın mı-benim gibi erkekler için nerede akşam orada sabah bebek-daha önce hiç senin kadar deli birini tanımamıştım kovboy gibisinbiliyormusun bizim gibi kadınlar hep senin gibi erkeklerin karşımızaçıkmasını bekleriz.annemin elindeki recep in yılanı yeniden yavaşca canlanmaya başlıyordu.-bilmezmiyim fıstık senin gibi kaç tanesi geçti altımdanrecep in yılanı yeniden dirilmişti. annemin bedeninde dolanan ellerionu daha da hoyratça yoğuruyordu. Annemi altına yatırdı kendide üstüneçıktı. Annemi uzunca bir süre öpüp yalayıp inlettikten sonra üstündenkalktı. Annemin boylu boyunca uzandığı kanepenin ayak ucuna gitti. Anneminbir bacağını ellerinin arasına aldı ve annemin sivri uçlu, bilektenbağlı, uzun topuklu ayakkabasını yalamaya başladı dudakları annemin ayakbileklerine oradan da baldırlarına kadar ilerledi. Dili ile anneminkülotlu çoraplı bacaklarını yalıyordu. Külotlu çorabın ufak bir parçasınıdişlerinin arasına alıyor naylonsu ve ipeksi dokuyu annemin tenindenayırıyor sonra gene tekrar bırakıyordu. Yüzünü annemin naylonsubacaklarında kasıklarında baldırlarında ve kalçalarında gezdirdi. Öpüyoryalıyordu. Yarım saat boyunca annemin bacaklarının her yerini yaladı. ama birtürlü doymuyordu annemin külotlu çoraplı bacaklarına “Ohhh bebeğimharika bacakların var sutun gibi, külotlu çorapda çok yakışıyor sana”“Immhhh erkeğim recep im tüm bedenim senin. Feda olsun senin gibi yiğit birerkeğe istediğin gibi kullan beni” “bu güzel bacakların için seniseçtim Travesti kızılay fıstık bu güzel külotlu çoraplı bacakların yılanımı delirtiyor”gerçektende annemin müdiresi olduğu galeride bir çok güzel kadın olmasınarağmen. Recep in bir tek annemle ilgilenmesini neden buydu demekki. Tıpkıyıllar önce derya ile ilgilenmesinin nedeni gibi. Annemin de deryanında bacaklarının sutun gibi olması. Recep iyice sertleşen yılanınıannemin kaygan ve naylonsu, külotlu çorapla kaplanmış bacaklarında sürtmeyebaşladı. Herhalde şimdiye kadar recep in yılanının değmediği yerkalmamıştı annemin bedeninde. Bir kadına tamamen sahip olmayı ve hükmetmeyiçok iyi biliyordu. İri bedeni ile annemin üstüne yattı artık mabedinegirmenin zamanı gelmişti. Recepin iri gövdevisin altında annemin bedenigörünmüyordu bile. Sadece recep in omuzlarının altından uzun saçlarını verecep in kalın belinin iki yanından sarkan bacaklarını görebiliyordum.Annem bacaklarını onu beline dolamıştı. Bir yırtılma sesi geldi biranda. Recep annemin külotlu çorabının mabedine denk gelecek kısmınıparçalamıştı. Eteğini beline topladı. Ve iri gövdesi ile annemin üzerineabanmaya başladı. Kasıkları her seferinde daha da hızlanıyordu.anneminliyordu.“ohhhhhhhh ahhyyyyyy çok büyük yavaş lütfen ohhhhhh” diye. Yıllarönce benim elimi sürmeye kıyamadığım deryanın, bekaretini alan o yılanşimdi annemin içinde gidip geliyordu. Annemin iniltilerini yakarışlarınıduyuyordum. Recep içine her vurduğunda, onun beline sardığı bacaklarısallanıyordu. Annemin manikürlü ellerini görüyordum recep in sırtındaüzerindeki boğanın sırtını sıvazlıyordu. Üzerindeki boğa ise altındakinarin bedenin üstüne hoyratça abanıyordu. Annemin zevk iniltileri odayıinlitiyordu. Yılanı ile annemi inleten recep annemin zevk iniltileri iledaha da aşka geliyor. Erkeklik ve maçoluk egosunu annemi inleterektatmin ediyordu. “ne oldu bebek daha önce hiç kimse düzmedi mi seni böyleohhhhhhhh” “ayhyhyyyyyy recep devam et lütfen hep içimde kal ayyyyyyyy”zaten recebin annemin içinden çıkmaya niyeti yoktu. vurmaya devamediyordu. Hoyratça pompalıyordu annemi. İri bedeninin altında eziyordu.Annemin üzerinden kalktı recep. ama yılanı hala annemin içinde onuinletmeye devam ediyordu. Annemin bacaklarını havaya dikip omzuna aldı. Annemebacak omuza yapıyordu. Zaten annemin üzerinde istediği her pozisyonuuygulamaya niyetli olduğu belliydi. Annem de zaten onun her isteğiniseve, seve kabul ediyordu. Annemin bacaklarını omuzlarına alıppompalarken, yüzünü annemin külotlu çoraplı bacaklarına sürüyordu. Elleri ile deannemin yuvarlak göğüslerini avuçluyordu. O kadar sert sıkıyordukiavuçlarını annemin büyük göğüsleri onun parmak aralarından taşıyordu. Artıkrecep annemin üzerinden kalktığı için annemin yüzünüde görebiliyordum.Gözleri yarı kısıktı, dudakları aralık, inliyordu şu an bulutlarınüzerinde uçtuğu her halinden belli oluyordu. Ve onu uçuran recep de tümhoyratlığı ile annemi pompalamaya devam ediyordu. Yıllar önce deryayıdaböyle düzmüştü şu an annemi becerdiği gibi. Recep yılanını da anneminnamusundan çıkararak kanepden kalktı. içinde onu pompalayan sert yılanınmabedinden çıkması ile annem recep e “ ne oldu aşkım” diye sordu recep“ korkma bebek daha tadına doyamadın değil mi merak etme daha sabahakadar düzeceğim seni” diye cevap vererek kanepeye oturdu. Annemi elindentutrarak kanepeden kaldırdı ve kucağına oturttu. Recep annemi irigövdesinde kucağına oturtur oturtmaz hemen alttan pompalamaya ve annemiinletmeye başlattı. Bu sefer annemin külotlu çoraplı bacaklarını vekalçalarını daha rahat okşuyordu. dudakları annemin göğüslerinin üzerindeydi.Yalıyordu. Annem” ohhhhh aşkım mahvettin beni devam et ayyyy” diyeinlemeye devam ediyordu. Recep gerçekten çok güçlü bir erkekti 1 saatevvel tüm tohumlarını anneme içirmiş olmasına rağmen hala dimdik yılanı ileuzun süredir annemi pompalamaya devam ediyordu. Artık mönitör başındaannemi düzerken seyretmekten ben helak olmuştum. Kendime bir kahve yapıpgeri geldiğimde gene pozisyon değiştirmişti recep. Bu sefer annemikanepenin üzerinde domaltmıştı. Kendiside arkasına geçmişti. Annemineteğini beline topladı külotlu çorabının annemin arka mabedine denk gelecekkısmını parçaladı. Yılanını annemin geniş ve yuvarlak kalçalarınasürtüyordu. Annem ise başını arkaya doğru çevirmiş önünde domaldığı recep inyılanını kendisi için nasıl hazırladığını seyrediyordu yüzündeki sokakkadınlarında olan şehvet dolu ifade ile. Recep yılanını annemin delikdeşik ettiği külotlu çorabının kapladığı baldırlarında ve kalçalarındagezdirirken anneme “ hazırmısın bebeğim kocanı arka kapından içerialmaya” diye soruyordu. Annem ise başını çevirerek uzun kumral saçlarınıhavada savurduktan sonra “her zaman aşkım arka mabedimin kapısınınanahtarı sende artık” diyerek onu cevapladı. Recep annemin küçük elçantasından onun el kremini çıkardı ve dev yılanını kremledi. Kremlenen yılanparıldıyordu. Zırhını giymiş bir şövalye gibi. Ve şövalye birazdan kaleduvarlarını delecekti. Yılanını önce annemin arka yanaklarınınortasındaki vadiye dayayıp sürtmeye başladı. Vadinin içindeki mutluluk mabedinegiren kapıyı kırmadan önce annemi yılanına alıştırmak istiyordu. Annemde arkasında gezinen bu yılanın sertliği ve sıcaklığını hissederekinceden inceye inliyordu. Daha bir kaç gün öncede annemi arkadanpompalamıştı. Ama mabedin kapısı böyle bir ziyateçi için hala dardı. Hayatındaikinci kez mabedin kapıları açılacak ve içine misafir kabul edecekti.Recep daha önce yılanına sardığı annemin öbür külotlu çorabını yerdenaldı. Ellerinin arasında onu küçük bir top haline getirdi. Ve anneminağzının içine tıktı. Bunu neden yaptığını birazdan anlayacaktım. Çünkü recepdev yılanını annemin gizli vadisinden içeri büyük bir hızla sokupmutluluk mabedinin kapısına abanmaya başlayınca annem acı içinde haykırmayaçalışıyordu. ama sadece çalışıyordu. Çünkü ağzına tıkılmış olan külotluçorap onun bağırmasını engelliyordu. Yüzü kıpkırımzı olmuştu. Recep herseferinde daha hızlı pompalıyordu. Yılanı milim milim annemin içinegiriyordu. Her vuruşunda annemin yanaklarını tokatlıyordu. Kasıklarıannemin yuvarlak ve geniş kalçalarına çarpıyordu. Yılanını her sokupçıkarışında annemin göğüsleri sallanıyordu. Dev yılanının neredeyse tamamınıannemin içine sokmuştu. Annemin ağzına tıkadığı külotlu çorabı çıkardı.Ve dudaklarına yumulmaya başladı. Dört ayak üstüne domalttığı anneminüstüne o da dört ayak üstüne çıkmıştı. Annemin saçlarını çekiyormemelerini yoğuruyordu. İkiside zevk içinde inliyor haykırıyordu. Recep inbedeni gittikçe kasılmaya ve vuruşları hızlanmaya başladı. Son bir kaçsert ve hızlı vuruşun ardından annemin üstünden kalkıp içinden çıktı.Kanepenin ayak ucundan kalkıp baş ucuna doğru yürüdü. Mos mor olmuş vedamarları patlayacak hale gelmiş yılanını önündeki annemin ağzına verdi.Annemin pembe rujlu dudaklarının yanından recep in tohumları akıyordu.Yılanını annemin ağzından çekti. Eline aldı. bir kaç kez sıvazlıyaraktohumlarını annemin yüzüne attırmaya başladı. Recep in tohumları yüzünefışkırırken, annem gözlerini kırpıştıryordu. Recep hala yılanının zehriniboşaltamamıştı. Hala dimdik olan yılanını annemin yüzünde gezdirmeyebaşladı. Yanaklarında, burnunda, boynunda, gözlerinde. Tüm zehriniannemin üstüne akıttıktan sonra yılanı sönmeye başladı. Annemin yüzü onutohumları ile kaplanmıştı. Boşalan recep kendini karşı kanepeye atıp birsigara yakmaya başladı annem ise bulunduğu kanepeye yığılıp kaldı. Recepin tekrar dirilip annemi becermeye başlaması fazla zaman almayacaktı.Ama onu bu sefer salonda değil yatak odasında düzmek istiyordu annemielinden tutup yatak odasına götürüyordu. Ne yazık ki yatak odasındakigüvenlik kameralarında sorun vardı orada annemi kaç kere becerdiğini neleryaptığını göremedim. O gece annem ve çok geç saatte geldi. Yorgundu. Nede olsa üzerinden defalarca bir aygır geçmişti. Hemen duş alıp yatıpuyudu. Ertesi sabah onu ilk kez bu kadar multu görmüştüm. Babamınyıllardır doyuramadığı içindeki aç kadını recep doyurmuştu. Onun neşeli vemutlu olması beni de mutlu ediyordu. bütün pazarı aşk şarkılarımırıldanarak geçirdi. Pazartesi akşam üstü recep beni cepten aradı evinanahtarını vermek için beni bir birahaneye davet etti. Kendi gibi maço arkadaşları ile dolu bir birahaneydi. İçeri girdim masada 3 kişiydiler.Selamlaştık. Recep bana “eyvallah koç, al emanetini bu kıyağını hiçunutayacağım” dedi. Arkadaşları hemen araya girdi “ne emaneti usta o” “haftasonu elime bir hatun düştüde onu çitiledim biraz, arkadaş sağolsun evayarladı bana” hemen abhaza muhabbetine başlamışlardı. Bana da bir birasöyleyip sohbete dahil ettiler-vay be usta valla helal olsun daha istanbul a geleli bir ay olmadıhemen hatun buldun kendine-eeeee ne sandınız oğlum. Abiniz buldu mu manitayı götürür hemen-nasıldı abi hatun anlatsana biraz-oğlum karıyı görseniz bir afet her yol var kaşarda götten veriyorsakso çekiyor. Manyak muamelasi var-öffffff be abi ne ballısın hep de sana rastlar böyleleri-ne balı oğlum karıya iki ayar çektim yarrak manyağı yaptım işibileceksin. Uzaktan baksan evli barklı çocuklu kadın ancak için gider. Birazayarı çektin mi cup hemen koynunda-kim abi bu karı-var ya oğlum benim çalıştığım sergi yerindeki entel karılardan bilmemne müdiresi-üffffff abi o mu. Manyak bir şey o ya 10 posta vurulur o karıya bee-ne sandınız oğlum abiniz. malın iyisini götürürRecep cebinden telefonunu çıkarıp annemin ona saf ve arzulu duygularıile yazdığı mesajları gösterince üçüde annemin mesajları ile dalgageçmeye başladı.-abi sen bu karıyı fena yapmışsın be şu hale bak tutuşuyor hatun-abi senin yıllar evvel çaktığın bir kız vardı adı derya hatırladın mı-unutulur mu lan o kaymak gibi kızdı koynumda büyüdü o-bayağı bir zaman bir pompaladın abi sen onu-3 sene düzdüm oğlum ben onu. el değmemiş kızdı benden önce. 3 sene deher yola getirdim kızı ne önü kaldı ne arkası-şimdi o kız izmirde üniversitedeymiş benim arkadaşlar anlatıyordamanyak bir şey olmuş kız ya tam kaşar senin anlayacağın yani. Acayipmuamele çekiyormuş-nereden açtın lan şimdi o mevzuyu-abi senin şimdi tokmakladığın karı o kıza çok benziyorda o yüzdensöyledim.-doğru söylüyorsun lan tipleri çok benziyor. Hiç fark etmemiştim. Şakamaka şimdiye kadar en güzel vurduğum hatunlarda o ikisiydi.Biramı bitirmeden oradan ayrıldım onların sohbetlerini daha fazladinlemek istemiyordum hayatım boyunca değer verdiğim ik dişiyi annemi ve ilkaşkımı düzen adamın onlar hakkında yaptığı belden aşağı yorumlar banazevk veriyordu. Belk**e bundan utandığım içindi. Daha fazla duramadımorada yıllar evvel deryayı şimdi de annemi beceriyordu. Serginin devamettiği 1 ay boyunca annemi düzmeye devam etti. Sergi biter bitmez recepi işten çıkardım. İstanbulu terk edip izmire gittiğini duydum. Belki deorada deryayı tekrar tavlayıp becerecekti. Bilemiyordum. Ama eminolduğum tek bir şey vardı eğer bir gün karım olurda her gün parlak ten rengikülotlu çorap giymeye başlarsa biliyordum ki onu da recep bir şekildetavlamış ve düzüyor olacaktı. Tıpkı 5 sene önce deryayı şimdi de annemiyaptığı gibi.
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32