Berdel 9: Urfalı Hidayet ve İlk Grup Seksim

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Berdel 9: Urfalı Hidayet ve İlk Grup SeksimEve giderken telefonum çaldı. Yabancı bir numaraydı. Açınca annemin sesini duydum. “Anne!” dememle birlikte telefonun ucunda ağlamaya başladı. Halimi hatırımı sordu. Sesi iyi gelmiyordu, bir şeyler olmuştu anlaşılan Faruk Abi ile arasında. “Ben seni sonra gene ararım!” diyerek kapattı telefonu. Bu kısa konuşmadan babama bahsetmemem gerekliydi yoksa beni dayaktan gebertirdi. Eve döndükten sonra Zeynep Teyze “su ısıttım, geç yıkan!” dedi. Babam işi olmadığından kahveye gitmişti. Hem dün geceden hem de Kübra ile sikişmemden ötürü cenabet haldeydim, yıkanıp temizlenmem gerekiyordu. Ahıra indim, Zeynep Teyze her şeyi hazırlamıştı. Yeni giysilerimi, iç çamaşırlarımı da ahırın duvarına asmıştı. Soyunup yıkandım tek başıma. Yukarı çıkıp odama girdim. Zeynep Teyze mutfakta öğle yemeğini hazırlarken ben de telefonda oyun oynuyordum. Derken kapı çaldı. Açınca karşımda Merve’yi ve diğer kardeşlerini gördüm. Annelerini görmeye gelmişlerdi. Onlar büyük odaya geçerken ben de kapının önüne çıktım. Daha şimdiden ağlama sesleri gelmeye başlamıştı, içerde buna şahit olmak istemiyordum.10 dakika geçmemişti ki Ömer kapının önünde belirdi. Babasının külüstür Şahin’ine binmişti. İşaret edince arabaya geçtim. “Oğlum bugün şanslı günümüz!” dedi ve hızla sürdü arabayı. Köyün dışına çıkıp eski değirmenin ilerisinden döndük. İlerdeki ağaçlıkların oraya geldiğimizde Ömer durdurdu arabayı. Sonra da bir numarayı aradı. Sorularıma cevap vermedi, telefonda birine “biz geldik, hadi nerdesin!” diye çıkıştı. Konuşma bitmişti ki karşıdaki çalıların arasından bir kadın çıktı. “Kim oğlum bu kadın!” diye sorduğumda “oğlum görmüyor musun, karı işte!” dedi. Bu sırada kadın arka kapıyı açıp arabaya bindi. Pek bizim buralı birine benzemiyordu. Ömer arabayı hızla toprak yolda sürerken kadın arkasına baktı bir süre. Sonra da Ömer’e “ha şu ilerden sağa dön!” dedi. Konuşması buraların yabancısı olduğunu belli etti iyice. Muhtemelen Güneydoğudan gelen mevsimlik bir tarım işçisiydi. Nereye ve ne için gittiğimiz de belli olmuştu. Ömer kadını sikecekti, yanına da beni almıştı…Ömer arabayı kadının tarif ettiği yere sürdü. Etrafı tümsekler ve kısa ağaçlıklarla çevrili kimselerin görünmediği bir yere park etti arabayı. Kadın “önce kim yapacak!” diye sorduğunda Ömer atılıp “ben tabi ki!” dedi sırıtarak. Kadın “para peşin!” diyerek avucunu açtı. Ömer elini cebine atıp 50 lira çıkardı, bana da “50 liran var mı!” diye sordu. “20 liram var!” dediğimde kadın “olmaz 20 liraya!” dedi sertçe. Ancak Ömer “tamam be patlama!” diyerek bir 50 lira daha uzattı kadına. Benim paramı da o vermişti. “Sen sonra bana verirsin!” diyerek kadınla birlikte arabadan indiler. İlerdeki ufak tümseğin arkasında gözden kayboldular. Saçma sapan bir durumun içindeydim. Ömer beni ansızın bu işin içine sokmuştu. Bakir bir erkekti ve bir kadın sikmek için çıldırıyordu kaç zamandır. Kim bilir nerden bulmuştu bu kadını? Peşine beni de katmıştı üstelik. Benim de bakir olduğumu bildiği için aklı sıra bir iyilik yapıyordu bana. Oysa başımdan geçenleri bir bilse kim bilir neler yapardı…Ömer’in gelmesi 10 dakika sürmedi. Çabucak işini halletmiş, milli olmuş, erkekliğe adım atmıştı. Yüzü gülüyordu. Arabaya binince “hadi emmoğlu sıra sende, sakın karının amını görünce korkma ha!” diyerek bir sigara yaktı. Arabadan indim ve ağır adımlarla kadının olduğu yere gittim. Kadın amını nerden bulduğunu anlamadığım bir gazete kâğıdı ile siliyordu bu sırada. Belden aşağısı çıplak, memeleri dışardaydı. Giydiği eski ve kirli şalvarını kenara koymuştu. Belli ki çocuklu bir kadındı. Büyük ve sarkık memeleri bir inek memesi gibi sallanıyordu. Başındaki lacivert renkli eskimiş ve yer yer yırtık türbanını açmamıştı.Kadın kâğıdı kenara atıp yere uzandı sırt üstü. Bacaklarını ayırdı. Orta boylu zayıf bir kadındı ama memeleri vücuduna göre büyüktü. Kadının yüzü ve kolları güneşin altında çalışmaktan kapkara olduğu halde bacakları ve kalçaları bembeyazdı. En fazla 30 yaşında gösteriyordu. Güneşin altında çalışmaktan yüzünde kırışıklar oluşmuştu. Yine de tarlada it gibi çalışıp çadırda kalan bir kadına göre bakımsız da sayılmazdı. Sadece amının etrafında siyah kıllar uzamıştı o kadar. Onun dışında kalçaları ve memeleri süt gibiydi. Ve bu kadını sikmenin bedeli 50 liraydı. Pantolonumu indirdim. Karşımda fena sayılmayacak bir görüntü vardı. Belden aşağım çıplak kalınca kadının ayrık bacaklarının arasına girdim. Yarağım henüz kalkmamıştı. Üzerine uzandım ve memelerini tutup sıkmaya, uçlarını emmeye başladım. Uzun memeleri pofuduktu, yumuşaktı. Ağzımın içini dolduruyorlardı, her birini içime çekiyordum. Memeleri beyaz olsa da uçları biraz kararmış bursa escort ve aşağı bakıyordu. Onları deli gibi emerken kadın ellerini sırtıma attı. Alttaki yarağım kalkmaya başlamıştı artık. Kadının amının üzerindeki kıllara değiyordu kafası ve iğne gibi batıyordu minik kıllar. Ancak buna rağmen yarağım amına girecek kadar sertleşmişti. Dizlerimin üzerinde doğrulurken küçük taşlar batıyor, canımı acıtıyordu. Kadın bunu anlamış gibi “ha bunu al altına ser!” dedi. “Nerelisin sen!” diye sordum şalvarını altıma sererken. “Urfalı!” diye yanıtladı sorumu. Demek sikeceğim üçüncü kadın Urfalı bir tarım işçisi olacaktı.Kadının şalvarını dizlerimin altına serdim. O ise toprağın üstünde yatmaya alışıktı. Yarağımı sıvazladım ve şişkin amının derin yarığına bastırdım. Yarağım gözden kayboldu kısa sürede ve kadının amına dibine kadar girdi. Zayıf gibi görünen kadının kuyu gibi amı vardı. Ellerimi memelerine atıp uçlarını emerken amında gidip gelmeye başladım. Amının içi sıcak ve ıslaktı. Ömer onca zaman biriktirdiği döllerini akıtmıştı kadının amına. Uzun ve şişkin memeleri sallanıp dururken kasıklarıma ve taşaklarıma kadının kılları batıyordu. Ne Zeynep Teyzede ne de Hasibe yengem de rastlamadığım bir şeydi bu, o yüzden dikkatimi dağıtır olmuştu.Para karşılığı bir kadını sikiyordum. Böyle bir olay ilk defa başıma geliyordu. Dün olsa belki de iki üç sokup çıkartmada boşalabilirdim ama şimdi deneyimli bir erkektim. İki kere am iki kere de göt sikmiştim ve bu da boşalmamak için kendime biraz hâkim olabilmemi sağlıyordu. Üstelik kısa zaman önce Kübra’nın götüne boşaldığım için şimdi yeniden boşalmamı geciktiriyordu.Kadın ince bacaklarını kaldırdı havaya ve geriye attı iyice. Elastik bir jimnastikçi gibiydi sanki. Güneşin altında sabahtan akşama kadar çalışmaktan vücudundaki tüm yağlar erimiş, geriye iskelet ve kastan ibaret kalmıştı. Ben yüklendikçe başımın iki yanındaki tabanları çatlamış ayakları sallanıyordu. Bacaklarımı ayırıp ayaklarımı geriye attım, şınav çeker bir hale gelmiştim. Belimi kaldırıp indirdikçe yarağım kadının amına daha sert ve hızlı şekilde girip çıkıyordu. Sallanan memeleri de bir görsel şölen oluşturuyordu. “Sen daha eyisin öbürüne göre!” dedi bu sırada. Kadının bu sözleri hoşuma gitti. “Sevdin mi, hoşuna mı gitti!” diye sordum. “Hee, çok hoşuma getti!” dedi sırıtarak. Ağzının içinde birkaç dişi eksikti kadının ve ağzını açtığı zaman hemen göze çarpıyordu. Ömer böyle bir kadını nerden bulmuştu Allah aşkına…Kadının havaya diktiği bacaklarının sallanışları arasında hızla pompalamaya başladım amına. Kadından “ohhh, ayyyy, ahhhh, gurbann, oyyy!!!” sesleri gelmeye başladı, zevk alıyordu demek ki. Ellerini göğsüme atıp tişörtümü sıyırdı yukarı, çıplak etimi okşamaya başladı ardından. Halen şınav çeker gibi sikiyordum. “Senin adın ne lan!” dedim bu sırada. “Hidayet!” ismi ağzından çıkarken alttan da dünkü gibi “şop şop şop şop!!!” sesleri geliyordu. Hidayet zevke gelmişti. Onun zevke gelmesi beni de keyiflendirirken daha hızlı ve sert yüklenmeye başladım amına. Kadının amı yarağımı dibine kadar alsa da halen içinde bir boşluk kalıyor gibiydi ve o boşluktan da osuruğa benzer sesler çıkmaya başlamıştı. Hidayet’in amı şarkı söylemeye başlamış gibiydi. Kim bilir bu zamana kadar kaç yarak yemiş de bu hale gelmişti…Kendimi kontrol etmeye çalışsam da boşalmam uzun sürmedi. Hidayet’in amına bıraktım döllerimi ve üzerine uzandım. Kararmış nasırlı ellerini çıplak sırtımda gezdirdi. Bir süre sonra “hadi kalk bakalım!” deyince yavaşça kalktım üstünden. Ömer’den sonra döllerim amını doldurmuştu. Ben giyinirken o da aynı gazete kağıdıyla amını silip kenara attı. Yerdeki şalvarını giyip lastiğini bağladı. İçinde külot yoktu. Sutyen de takmamıştı. Beyaz atletini ve bluzunu çekmekle yetindi. Uzun büyük memeleri sallanıyordu bluzun altında.Bana telefon numarasını verip ne zaman istersem arayabileceğimi söyledi. Numarasını kaydedip arabaya doğru yürüdük. Ömer bir arabesk çarkı açmış dinliyor bir yandan da sigarasını içiyordu. Bizi görünce indi arabadan. Sırtıma vurup sırıttı. “Eee, emmoğlu bu iyiliğimi unutma sakın!” dedi gülerek. Hidayet Ömer’den sigara istedi. Ona sigara verip yakarken bir tane de bana uzattı. Babam sigara içtiğimi bilse beni gebertirdi ama burada kimseler göremezdi. Hidayet arka koltuğa oturdu. Sıcak havada esen rüzgâr da sıcaktı. İnsanı bunaltıyordu.Ömer Hidayet’e bakıp “gene yapalım mı!” diye sorduğunda Hidayet kayıtsız bir şekilde “paran var mı!” diye sordu. Ömer “hadi be bir iyilik yap, bi kere de bedava ver, olmaz mı!” diye sorduğunda Hidayet hiç oralı olmadı. “Ben Gızılay’mıyam!” diye sordu. Ama Ömer üsteleyip “yanımda yok şimdi, sonra veririm, sözüm söz!” bursa escort bayan dedi. Ancak Hidayet hiç aldırmadı. “Sikişmenin veresiyesi olmaz!” dedi sigarasını atarken. Attığı sigarayı ayağımla ezerken Ömer adeta karşısında yalvarıyordu ikinci bir sefer için. Hidayet bana bakıp “sen de istiyon mu!” diye sordu. Ömer de bunun üzerine bakıp “sen de istiyon mu emmoğlu!” diye sordu. Öyle bir niyetim yoktu aslında. Ama Ömer’in bu istekli hali beni de ateşlemişti şimdi. “Yaparım!” dediğimde Hidayet saati sordu. Öğle olmak üzereydi. “Bi saatliğine izin almışam, ikiniz olmaz, geç kalıram, biriniz yapsın!” dedi bunun üzerine. Ömer “sen hakkını kaybettin emmoğlu!” dedi sırıtarak. Ama benim başka bir fikrim vardı. Ahırda babamla küçük amcamın Zeynep Teyzeyi birlikte sikip tost taptıkları geldi aklıma. Neden biz de bunu Ömer’le birlikte yapmıyorduk!!Bunu söylediğimde Hidayet’in gözleri büyüdü, “de get işine lan!” dedi elini sallayarak. Başındaki türbanını açmış yeniden bağlıyordu. Ömer de bu dediğime şaşırmıştı ama hoşuna da gitmişti. “Nasıl olacak emmoğlu!” diye sorunca “oğlum işte birimiz önden diğeri arkadan girecek!” dedim. Hidayet “sen git de ananı sik götünden!” dedi sinirle. Ancak Ömer’in aklına yatmıştı bu fikir.Hidayet koltuktan kalkıp itiraz etmeye başladı. Ömer ise onu ikna etmeye çalışıyordu. Ömer “hadi ablacım, yap bi büyüklük, bizi yarı yolda bırakma, hem sözüm sözdür, sana 200 lira veririm yarın, numaram sende var ya sen ara ya ben ararım getiririm parayı!” diyordu ikna etmek için ama Hidayet Nuh diyor peygamber demiyordu.O zaman aklıma bir fikir geldi. Cep telefonumu çıkarıp içinden hattını aldım ve Hidayet’e uzattım. “Al telefon senin olsun, paramız yok ama en azından bu işini görür herhalde!” dedim. Hidayet telefonumu alıp bakarken Ömer de “oğlum sen salak mısın!” der gibilerden bakıyordu. Babam geçen yıl almıştı telefonu doğum günü hediyesi olarak ve ben de üzerine titriyordum. Ama telefonu Hidayet’e bırakacak değildim elbette, bir tuzaktı bu sadece. Ve Hidayet tuzağıma düşmüştü. Neşeyle “tamam!” dedi. Telefon karşılığında aynı anda kendini ikimize siktirecekti. Daha önce bunu yaptığına emindim. Ömer arabanın kapılarını kapattı. İlerdeki tümseğin arkasına geçtik ama yerler küçük taşlarla doluydu. 25-30 metre ilerdeyse ufak çimenlik bir alan vardı. Ömer orayı gösterince gidip baktık, uygun bir yere benziyordu, küçük çukurluk bir alandı ve kolay kolay görünmezdi etraftan. Zemin çimenlik olsa da Ömer gidip arabanın bagajından eski bir battaniye alıp geldi. Kirli ve pis olsa da işimizi görürdü bu battaniye.Şimdi sıra kimin amdan kimin götten gireceğine gelmişti. Telefonu gösterip “bu telefona sadece bir kereliğine vermeyeceksin herhalde, özel muamele isteriz!” dediğimde Hidayet güldü. Üstündekileri tek tek çıkartırken biz de soyunduk. Ömer’in yarağı sertleşip kalkmıştı şimdiden, benden daha heyecanlıydı üstelik. Hidayet onun kalkık yarağına bakıp “seninki olmaz, sen arkama geç!” dedi beni işaret ederek. Benim yarağım henüz kalkmamıştı. Ömer’inkini görünce korkuya kapılmıştı.Ömer alta uzandı. Kalkık yarağını sıvazlarken Hidayet de onun üzerine yavaşça oturdu. Eliyle yarağı tutup amına hizaladıktan sonra soktu. O an Ömer’den “üfff!!!” diye bir ses gelirken Hidayet bana bakıyordu. Amındaki yarak ona tesir etmemiş gibiydi. “Siz biraz başlayın, ben katılırım aranıza!” diyerek onları izlemeye koyulurken Hidayet usta bir orospu olduğunu gösteren hareketler sergilemeye başladı. Ömer’in üzerinde ileri geri yaylanıyordu. Ömer ise onun sallanan uzun ve büyük memelerini sıkıyordu, ellerini beline ve götüne atıyordu. Gözleri Hidayet’in üzerindeydi. Onları izlerken ben yarağımı sıvazlıyordum. Yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. Bugünkü üçüncü sikişim olacaktı bu ve yarağımın hareketlenmesi uzun sürüyordu.Bu ara Hidayet bana bakıp “kaldıramadın mı!” dedi gülerek. Başındaki türbanı açıp uzun siyah saçlarını sırtına atmıştı. Ömer’in üzerinde ileri geri yukarı aşağı zıplıyor, oynuyordu. İşaret edince yanına geldim, birden yarağımı kavradı ve tutup ağzına aldı. Ömer “vay amcık bana niye yapmadın!” dedi bu sırada. Hidayet sadece yarağımın kafasını emip kökünü sıkı sıkı tutmuştu. Ama amatör kalan saksosu yine de işe yaramıştı. Islak ve sıcak ağzında gittikçe kalkık hale gelmişti yarağım. İri gözlerini açmış bana bakıyordu. Sonunda yarağımı çıkardı ağzından “tamam hadi geç artık, fazla zamanım yok!” dedi kesin bir sesle.Arkasında yerimi aldım az sonra. Ömer’in bacaklarının yanında dizlerimi koydum battaniyenin üstüne. Hidayet’in sırtına bastırıp biraz daha öne yatmasını istedim. Ömer kadının göt yanaklarından tutarken ben de parmaklarımla ayırdım götünü. Götü tüysüz ve escort bursa kılsız bembeyazdı. Ama sıcakta güneşin altında çalışıp terlemekten isilik olmuş gibi kırmızı noktalarla kaplanmıştı.Derin göt yarığının içindeki kılsız kara delik ortaya çıktığında nefesimi tuttum. Deliğin ağzı ıslaktı, sıcak havadan dolayı terlemişti epeyce. Yavaşça bastırmaya başladım götüne. İlk anda girmeyecek sandım ama bastırdıkça delik büyüdü ve yarağım Hidayet’in götünde kayboldu. Hidayet bu sırada Ömer’in üzerindeki zıplamalarına ara vermişti. Başını çevirmiş bana yavaş yavaş yapmamı söylüyordu. Dizlerimin üzerinde biraz ileri kaydığımda yarağım nerdeyse köküne kadar götüne giriverdi. O an Hidayet’ten “ayyyy!!!” diye bir ses çıktı. “Yavaş lannn!!!” derken “kes lan amcık!!!” dedim öfkeyle ve ardından götünde gidip gelmeye başladım. Götü bu sıcak yaz gününde cayır cayır yanıyordu. Yarağımdan tüm vücuduma sıcaklığı yayılıyordu. Ömer Hidayet’i sıkı sıkı tutmuştu belinden ve kendine eğmişti. Ben de sırtına bastırıyordum. Aramızda tost olmuştu. Tıpkı babalarımızın Zeynep Teyzeyi tost yaptıkları gibiydi. Yarağım hızla girip çıkıyordu götüne. Kim bilir bu zamana kadar kaç kere götünden siktirmişti kendini. Delik sikile sikile açılıp genişlemişti. Yine de yarağıma amından daha çok baskı yapıp sıkıyordu.Hidayet kısa zamanda bunu kabul ettiğine pişman olmuş gibi sesler çıkartmaya başladı. “Ayyyy, ahhhh, çıkarrttt lannn, ahhhh!!!” diyor ama ben oralı olmuyordum hiç. Sırtına dökülen uzun siyah saçlarına asıldım ve çektim. Başı yukarı kalkarken birkaç Kürtçe küfür savurdu ama duymazdan geldim. Ellerimi öne atıp sallanan memelerini kavradım ve sıktım hoyratça. Hidayet kıpırdanıyor kalkmaya çalışıyordu ama güçlü kuvvetli iki delikanlının arasında kalmıştı. Öyle ki Ömer güçlü kollarıyla onu mengene gibi sıkıyordu.Ömer alttan amına çalışmaya, pompalamaya başlamıştı bu arada. Keyifle inliyordu. Benim yerimi almak için sabırsızlanıyordu ama benim gelmeme daha vardı. Aynı sabah iki sikişme beni geciktirmişti. Hidayet’in götü elbette Kübra’nın daracık bakire götü gibi değildi ama iş görüyordu. Yarağımın gitgelleri deliğin ağzını kızartmış ve genişletmişti. Ağırlığımı biraz daha verdim öne doğru. Hidayet tamamen aramızda kalmış karnı Ömer’inkine yapışmış, memeleri de göğsüyle arasında sıkışmıştı. Ayak uçlarımdan destek alarak götüne abanmaya başladığımda altımızdaki Ömer’den “napıyon lan!” diye bir tepki geldi. Oysa ben zevke gelmiştim. Telefon karşılığında sikiyordum Hidayet’i ve karşılığını da almak istiyordum.Götüne pompaladıkça “ahhh, ayyyy, ıhhhh, uhhh, offff!!!” sesleri ağzından dökülüyor, Kürtçe küfürler havada uçuşuyordu. Benimse durmaya niyetim yoktu, sanki Hidayet’in götünü yırtmaya çalışıyordum. Babamla amcamın Zeynep Teyzeye yaptıklarının benzerini yapıyorduk. Zeynep Teyze güçlü kuvvetli bir kadındı, iki erkeğin aynı anda sikmesine dayanabilmişti ama Hidayet bunu yapabilecek miydi? Hidayet ağlamaklı sesler çıkartmaya başlamış, yalvarır olmuştu artık. Ettiği küfürlerin işe yaramadığını görmüştü. Ömer’in amında gidip gelen yarağını hissediyordum. İki koca yarak orta boylu, zayıf Hidayet’i parçalıyordu. Sonunda boşalmaya yaklaştığımı hissettim. Kudurup kendimi kaybetmişcesine abanmaya başladım götüne. Son bir güçle ayak uçlarımda yükselip kökledim yarağımı. O an Hidayet’ten acı bir çığlık yükseldi. “Ayyyyy!!!” sesi açık alanda yankılandı. Yakınlarda biri olsa bizi duyup gelebilirdi. Götüne boşalmaya başladığımda sağ bacağıma kramp girdi. Kendimi zevk ve acının kucağında buldum birdenbire. Döl niyetine kalanları Hidayet’in götüne akıtırken acıyla kıvranıyordum. Sonunda boşalmam bittiğinde kendimi geri çektim. Göt deliğinin ağzı epey açılmış ve büyümüştü. Akan bir miktar dölüm deliğin ağzındaydı. Hidayet uzun ve tiz seslerle acısını gösterirken elini götüne attı. Parmağıyla götünü yoklarken bana bakıp yine Kürtçe küfürler savurdu.Alttaki Ömer o ana kadar uysal bir şekilde durmuş benim Hidayet’in götünü parçalamamı izlemişti ama şimdi sıra ondaydı. Hidayet’ten kalkmasını istediğinde Hidayet zor bela yaptı bunu ama göt deliğinin acısından yerinde duramıyordu. Götüne attığı parmağının ucunda hafif bir kırmızılık vardı, götü kanamıştı. Yarağımın kafasında da aynı kırmızılıktan vardı, Hidayet’in götünü yırtmıştım resmen. Kübra’nın minik götünde olmayan şey Hidayet’in götünde olmuştu. Grup seksin kattığı heyecanla kendimi kaybetmiştim çünkü.Ömer hızla kalkıp Hidayet’in götüne girmeye can atarken Hidayet işer gibi çömelmiş, açık kalan göt deliğine eliyle hava tutuyor, yelpazeliyordu. Sabırsızlanan Ömer “hadi şimdi sen yat emmoğlu!” deyince “sen sik oğlum, benim halim kalmadı!” dedim. Sözlerimi duyan Hidayet başını çevirip “bitti, tamam, bu kadar, götüm acıyor!” dedi sinirle. Oysa Ömer’in buna aldırış edeceği yoktu. “Neyi bitti lan, telefonu aldın işte, şimdi sıra bende!” dedi ama Hidayet’in sözleri aynı oldu. Ama Ömer onu dinleyecek değildi…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32